Gastronomi: Ordu Fırın Fasulyesi Kavurması Tescillendi

Coğrafi işaretli ürün sayısı 21'e ulaştı, Ordu mutfağı ulusal markalaşma yolunda hızla ilerliyor.

#Fırın fasulyesi

Sena Konakçı

Editör

12.07.2025 - 11:11 Yayınlanma

1 Gösterim

2 Dk Okunma Süresi

Gastronomi: Ordu Fırın Fasulyesi Kavurması Tescillendi

Ordu mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan Ordu Fırın Fasulyesi Kavurması, Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin girişimleriyle coğrafi işaretli ürün olarak tescillendi. Böylece ilin coğrafi işaret tescilli ürün sayısı 21’e yükseldi.

Taş Fırından Markalaşmaya Uzanan Bir Lezzet Yolculuğu

Fındık dışında tanıtımı yapılmamış pek çok yerel lezzeti tescil ettirerek gastronomi alanında fark yaratan Ordu Büyükşehir Belediyesi, Dr. Mehmet Hilmi Güler’in öncülüğünde bir başarıya daha imza attı.

Taş fırınlarda kurutulmuş yeşil fasulye ile hazırlanan bu geleneksel yemek, ayçiçek yağı veya zeytinyağı, kuru soğan, tuz ve tercihe göre baharatlarla hazırlanıyor.

Tescil Süreci Resmiyet Kazandı

Tarım ve Hayvancılık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı öncülüğünde yapılan başvuru sonucunda Ordu Fırın Fasulyesi Kavurması, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında 19 Şubat 2024’ten itibaren korunmak üzere, 24 Haziran 2025 tarihinde mahreç işareti ile tescil edildi.

Kadın Kooperatifleri Memnun: “Artık Menülerimizde Bir Marka Var”

Başta kadın kooperatifleri olmak üzere birçok işletmenin menüsünde yer bulan bu eşsiz lezzet, işletmecilerden de tam not aldı.

Fatsa Kadın Girişimi Üretim İşletme Kooperatifi Başkanı Refiya Beylik, en çok tercih edilen yemeklerinin coğrafi işaret kazanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek şunları söyledi:

“Ziyaretçilerin ilk sorduğu lezzet artık tescilli bir marka. Ordu’nun değerini artıran bu adım için Büyükşehir Belediyemize teşekkür ediyoruz.”

Misafirlerden Yoğun İlgi ve Takdir

Ordu Fırın Fasulyesi Kavurmasını ilk kez tadan restoran misafirleri, yemeğin tescillenmesini memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti. Yöresel tatların unutulmaması ve korunması gerektiğini vurgulayan ziyaretçiler, gastronomiye verilen bu değerin sürdürülebilir olması gerektiğini belirtti.