Geçtiğimiz günlerde TÜRSAB Bodrum Bölge Temsil Kurulu Başkanı Mustafa Demir’in TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya tarafından keyfi bir şekilde görevden alınması, turizm sektöründe büyük bir infial yarattı. Bağlıkaya’nın eleştirilere tahammülsüz tutumu ve muhalif seslere yönelik baskıcı yaklaşımı, meslektaşlar arasında “TÜRSAB’ta demokrasi yok ediliyor” yorumlarına neden oldu.
Bu gelişmelerin ardından, bir dönem TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış olan Murat Karabulut, sert sözlerle Firuz Bağlıkaya’ya yüklendi. Karabulut’un ifadeleri, TÜRSAB içindeki yönetim anlayışını ve keyfi uygulamaları bir kez daha tartışmaya açtı.
İşte Murat Karabulut’un Açıklamaları:
Merhaba Arkadaşlar,
Sevgili Mustafa Demir‘in TÜRSAB BODRUM Bölge Temsil Kurulu Başkanlığı görevinden Geçici olarak alınması sonrası yaptığı zehir zemberek açıklamalar ile ilgili biraz açıklayıcı notlar düşmek istiyorum. Bahsi geçen mevzularda, TÜRSAB Başkanı dışında konunun öznesi olan diğer meslektaşlarımız hakkında doğrudan bir söylemde bulunmak istemiyorum. Çünkü bu söz konusu iddialar yaşanırken eylemlerin asıl öznesi, bizzat TÜRSAB Başkanının kendisi idi. Mevzuyu ele alırken bu bilgiyi hep aklımızda tutalım lütfen.
Ancak, TÜRSAB Başkanının kendisine yakın tuttuğu profesyonel diye tabir edilen kişiler ile beraber veya onlar üzerinden yaptıklarının değerlendirmesini yaparken aynı yöntemi izlemek gerekmiyor tabiiki.
Mustafa Demir’in söylediklerini KIRMIZI HARFLERLE alıntılayarak, gelin bu iddiaları biraz açalım, açıklayalım;
En son TÜRSAB Genel Kurulunda; CHP Belediye Başkanı, CHP Milletvekili ve İyi Parti Milletvekili konuşturulup, Tursab Genel Kurulunu siyasete alet etmeleri sebebi ile, kendilerini eleştirdiğim için görevden uzaklaştırıldım.
Aslında burada Sevgili Mustafa Demir biraz haksızlık yapıyor. Öyle hemen CHP ile derinlemesine bir Sevda başlamadı. Sayın Firuz Bağlıkaya göreve ilk geldiği dönem gerek hükümete yakın politika sergilemiş, neredeyse en eski Ak Partiliden daha Ak Partili davranmıştı. Sonra Bakan olma sevdası ile destek turları yapıp, MHP ile de kontaklara girmişti. Oradan İyi Parti’ye meyil. Yok olmadı CHP son durak derken, bunca yılı siyasi tornistanlarla kurum adına heba etti!.. Bakanlık mı? ‘Büyüyünce falan da değil, şimdi olmak istiyorum.’ dedi. Ama olmadı…
Daha önceki dönemlerde veliahtım, prensim dediği bir BTK Başkanına imtiyazlar verirken, aynı Başkan; TÜRSAB senin malın değil, tüzük var yönetmelik var diye eleştirdiğinde, görevden keyfi şekilde el çektirmesini eleştirdiğim için disipline sevk edildim.
Sektör olarak olayları genelde, yorgun gelinen bir günün sonunda, evde akvaryumdaki balıkları seyre dalar gibi seyrediyoruz. Bir süre sonra yediğini unutan balıklar gibi, biz de seyrettiğimizi unutuyoruz. O sebeple kişileri ve olayları hatırlatmakta fayda var.
Yukarıdaki bahiste adı geçen kim? Hangi BTK Başkanı? Hangi Başkan?
Kendisine veliaht ilan eden kişi, Firuz Bağlıkaya.
Bir zamanlar Prensim dediği, sonra yaptığı okus-pokusla kurbağaya çevirmeye çalıştığı ise, Akdeniz BTK Başkanı Rıza Perçin!..
Adamı görevden alması yetmedi, söz konusu Bölge Temsil Kurulu’nu da kurbağaya çevirmek istedi ve adını Muratpaşa Bölge Temsil Kurulu yaptı. Akılları sıra (ki pek yok), Antalya’nın en küçük ilçesinin adını vererek daha da küçülttüler ve buna kahkahalar ile gülerken, daha da küçülttükleri aslıda kendileriydi.
Akıllarına hiç gelmeyen ve trajikomik olan neydi biliyor musunuz? Söz Konusu kurbağanın, yani MURATPAŞA Bölge Temsil Kurulu’nun fiziki olarak bulunduğu adresin MURATPAŞAilçesinde değil AKSU ilçesinde olması!!! 😊
Bu arada, Rıza Perçin’in geçtiğimiz günlerde Antalyaspor’a başkan seçilmesi de kurbağa sever Kralı çılgına çevirmiş.
Kuruma ayda 1 Milyon Türk Lirasına yakın fatura kesip, TÜRSAB’ın İlluminatisi olan Hukuk Müşavirinin, kuruma faydasından çok zararı olduğunu söylediğim için disipline gönderildim.
Oy oy oyyyy.
Buna da bir akvaryum hatırlatması lazım. Aslında bu zatı muhteremi, 32 kısım tekmili birden anlatmaya kalksak bu sayfalara sığmaz!.. Meşhur TÜRSAB Hukuk Müşaviri İlker Ülsever kastedilen. Hani ‘Dilin kemiği yok‘ programında Cemal Kızıltan ile Cem Polatoğlu’nun ayıp olmasın diye, edeplerinden küçük harflerle haber geçtikleri damadı vardı. Ege Bölge Temsil Kurulu’na müdür olarak işe soktuğu, seks skandallarına konu olan damadı. Yada, bizzat kendisinin son icratı ile hatırlatırsak, 2,500,000₺ (Yazı ile –İki buçuk milyon Lira –) dekorasyon maliyetini TÜRSAB’a fatura ettirdiği, TÜRSAB binasının 6. Katında krallığını süren Firuz Bağlıkaya Hukuğunun(!) müşaviri.
Düzce Korugöl’de, üyelerin parasıyla mangalcı açılıp, daha sonrada organize sanayiden arsa devşirilmesine karşı çıktığım için disipline gönderildim.
Şimdi bu konu ile ilgili birşeyler yazsam Sevgili Nezih’e ayıp olacak. Bu Kurugöl mevzusunda yazmadık şey, anlatmadık yöntem bırakmadı. Bir sağdan bir soldan TÜRSAB Başkanını neredeyse çarmıha gerdi, ama Sayın Başkan bana mısın demedi!!! Bravo!..
Bu konuda Sayın Bağlıkaya kadar bana da bir ayıp var. Hayranlığımdan herşeyini takip edip ezbere bildiğim Sayın Firuz Bağlıkaya’nın Organize Sanayide Arsa işini kaçırmışım. Ayıp bana… ☹️
5,250.000€ Teminatla tramvay işine girip, yetmezmiş gibi 83.000€’ya tramvay durağı yapılmasına karşı çıktığım için discipline verildim.
Ne durağı bu arkadaş diyenlere hatırlatılır; TÜRSAB ve Metro İstanbul A.Ş. arasında Galataport’a yanaşan gemilerdeki kruvaziyer yolcularının limandan Tarihi Yarımada’ya özel bir tramvay ile taşınmasını sağlayacak iş birliği protokolü.
Okuyunca ne güzel duruyor de mi? İlk seçildiği dönemlerdeki Firuz Bağlıkaya fotoğrafları kadar fiyakalı duruyor. Peki ya mevzu ne aslında? Bu kadar yüklü bir teminatın altına maddi olarak girip, bir de tramvay durağına para akıtıp, o durağın hiç olmaması ve çalışmaması!!!
Bir de TÜRSAB Merkezi Haber Alma kurumumuzda çalışan kameraman arkadaşın, milletin sosyal medyasını takip edip, üyeleri birbirine düşürmesinin yanlış olduğunu söylediğim için disipline sevk edildim.
İşte bu da TÜRSAB’ta çevrilen filmlerin en gözde kahramanı!.. TÜRSAB TV’nin TV’cisi olarak bilinen, ‘Bilmem neyin bilmem nesine, bilmem ne başkanı‘ yapılan, adını bile söylemek istemediğim şahıs.
Nerede alangirli, kanatlı ama kanıtsız işler varsa, o orada. Buradaki yazıları okuyanlar hatırlayacaktır. Zamanında benim de bir ‘Disipline Verilme‘ mevzum olmuştu. Hukuki aşamaya geçtiğimizde gördüm ki, tüm sosyal medya ve haber kanalları paylaşımlarım, özenle derlenmiş bir ‘Klasör‘ hazırlanmıştı. Önemli iş tabii. Ekmek parası işte. Yukarıda Mustafa’nın iddiası gibi 1 Milyona yakın kazanmasa da, o da bu emeklerinin karşılığını alıyor tabii.
Seversin veya sevmezsin. Ama Türkiye Cumhuriyeti Turizm Bakanı’na, mahalle kabadayısı ağzı ile konuşup, tehditler savurmanın yanlış olduğunu söylediğim için disipline gönderildim.
Bu konu deve kini ötesi bir şey. Hep yazdık çizdik. Başkanının kol kola gezdiği zamanlarda dahi, ben yeri geldiğinde Bakan Beye eleştiri getiriyordum. Tabii nezaket unsurunu dikkate alıp, teknik temelli olmasını gözeterek. Ama eleştirdiğim zamanlarda bile, Sayın Bakandan her zaman kabul görmem sebebi ile, sektör için onlarca toplantı, sektörel girişim ve kanun çalışmalarına dahil edildim.
Ya Firuz Bağlıkaya? Gitti mi Bakan’a, gitti mi Ankara’ya?
Bir ara, neredeyse her hafta bir bürokrat veya devlet büyüğünü ziyarete Ankara’ya gidiyordu ama sanırım ‘Madencilik Sorunlarını‘ görüşüyordu…
Bunu da yazmıştım, yine yazayım;
Neredeyse 6 yıldır emme basma tulumba gibi TEK İCRAATI BAKAN ELEŞTİRİSİ olan bir adamın artık başkanlığı bitmiştir!..
Zaten TÜRSAB umurunda değil, yeni adresi CHP’den en azından bir gölge bakanlık alsa, o bile kendisini bu sıcakta bir nebze serinletecek!…
TÜRSAB üyelerimin 2025 yılında TÜRSAB Bandrolü ve Pulu almasına gerek olmadığını üyelere söylediğim için disipline gönderildim.
Olay tam da şöyle oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığımız, 15 Ekim 2024 tarihinde 81 il Valiliği’ne, İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerine ve TÜRSAB’a gönderdiği yazı ile plakaların her yıl yenilenmesine dair bir zorunluluk bulunmadığı açıkça belirtilmiştir. Buna rağmen gözünü para bürüme hissi ile TÜRSAB’tan tüm üyelere ‘2025 yılı için bandrol alınması gerektiği’ şeklinde yazı gönderilmiştir. Bunu vicdanına sığdıramayan Mustafa Demir de, kendisine gelen bölge acentalarına bu ödemeyi yapmalarının zorunlu olmadığını söylemiştir.
İşte arkadaşlar zurnanın zırt dediği yer burasıdır. Firuz Bağlıkaya’dan her şeyi iste para isteme!!!
Daha üç gün önce Genel kurulda, TÜRSAB’ı 180 kusur milyon kara geçirdik diye böbürlenmedi mi? O binayı da alacağız, bu arsayı da alacağız diye caka satmadı mı?
Zorunluluk olmayan parayı üyenden cebe indirme derdine düşerek caka mı satılır? Buna ayıp bile denmez!!!
En fazla 2 defa deyip, 3-4 defa seçime girmenin, amaların fakatların doğru olmadığını söylediğim için disipline gönderildim.
Sevgili Mustafa Demir, Sayın Başkanın yanında, senin gibi gerçekten erdemli insanlar olduğunu bildiğim için, TÜRSAB’ın organlarında görev yapan, çalışan meslektaşlarımı asla bu eleştirilere ortak etmiyorum.
Tam 22 yıldır TÜRSAB’ta Yönetim Kurulu Üyesi, Başkan Yardımcısı, 2. Başkan, Genel Müdür vb. ve en nihayetinde Başkan olarak bulunan bir kişinin o koltuğu bırakması kolay mı Mustafa?
Tanıyanlar bilir, bunca yılın sonunda ‘Koltukçu Ramazan‘ bile işi bıraktı. Ama bizim Başkan koltuğu bırakmıyor…
Sevgili dostlar, yukarıda kısa bir derleme yapılmış, rezillikler geçidine bir bakın ve kendi kendinize sorun lütfen; Biz, sektör olarak böylesi yönetilmeyi hak ediyor muyuz?
Sağlıcakla kalın…
Murat Karabulut
İZMİR MAVİ TURİZM