Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nde (TÜRSAB) demokrasi, eleştiri ve liyakat yerini artık bir kişinin çıkar çevresine hizmet eden, tek sesli bir yapıya bırakmış durumda. Bodrum Bölge Temsil Kurulu Başkanı Mustafa Demir’in görevden alınmasıyla bu gerçek bir kez daha gözler önüne serildi.
Firuz Bağlıkaya yönetimindeki TÜRSAB’da artık herkes biliyor:
Ya alkışlayacaksın ya susacaksın! Eleştirirsen bedelini ödersin. “Tatildeyken tebligat yedim!”
TÜRSAB’ın bugünkü yazısıyla görevinden alınan Bodrum BTK Başkanı Mustafa Demir, yaptığı açıklamayla adeta bir ifşada bulundu.
Erzincan’da ailesiyle tatildeyken aldığı görevden alma kararıyla sarsıldığını ifade eden Demir, 2018’den bu yana hiçbir menfaat beklemeden çalıştığını, bugüne kadar TÜRSAB’a tek kuruş fatura getirmediğini vurguladı. İddialar şok edici:
Demir’in görevden alınmasına neden olduğunu söylediği 15 başlık, TÜRSAB’da dönemin ruhunu özetliyor:
– Turizm Bakanı’na ve ailesine yönelik linç kampanyalarına sessiz kalmadığı,
– CHP ve İYİ Parti temsilcilerinin TÜRSAB genel kuruluna çıkarılmasına tepki gösterdiği,
– TÜRSAB içindeki harcamaları ve şaibeli uygulamaları gündeme getirdiği,
– Londra ve Berlin fuar harcamalarını sorguladığı,
– Merkezde kurulan sosyal medya fişleme ağına dikkat çektiği,
– Başkan yardımcılığına atanan kişilerle ilgili çelişkileri gündeme getirdiği için…
Ancak en çarpıcı sebep şu:
“Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy ve Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan ile fotoğraf çektirdiğim için disipline gönderildim” diyen Demir, TÜRSAB’ın artık bakanlıkla kavgalı bir yapıya dönüştüğünü açıkça ilan etmiş oldu.
Gerçek suç bu mu? TÜRSAB üyeleri sormalı:
– Devlet büyükleriyle görüşen bir bölge başkanını cezalandırmak nasıl bir zihniyettir?
– Şeffaflık talep eden, israfı sorgulayan, tarafsız kalmaya çalışan bir ismi görevden almak hangi demokrasiye sığar?
Mustafa Demir’in “Ben karşı listenizde bile değilim ama size boyun eğmedim” sözleri, bu vesayet sisteminin nasıl işlediğini gözler önüne seriyor. Firuz Bağlıkaya’ya mesaj net:
“TÜRSAB senin tapulu mülkün değil! Bu kurumu babasının çiftliği gibi yönetenlerin gideceği yer bellidir. Emanetçilerin, broşür dağıtanların, yemek fişi yazdıranların dönemi sona erecek.”
Bu sadece bir görevden alma değil, bir susturma operasyonudur. Bugün Bodrum konuşuyor. Dün Antalya susturuldu. Adana mazbatasız bırakıldı. Yarın kim?
Sektör ayağa kalkmalı. Bu kurum bir şahsa değil, binlerce seyahat acentasına aittir.
Mustafa Demir’in isyanı bir çığlıktır.
Ve bu çığlık, TÜRSAB’ı yeniden üyelerinin kurumuna dönüştürecek mücadeleye öncülük etmelidir.
