Türkiye’nin en kapsamlı kültür-sanat projelerinden biri olan Kültür Yolu Festivalleri, bu yıl Bursa’da coşkulu bir açılışla başladı. 28 Haziran - 6 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen festival, yalnızca sanatseverleri değil, ekonomiden turizme, esnaftan genç girişimcilere kadar geniş bir kesimi etkiliyor. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde yürütülen proje, şehirleri birer kültür vitrini haline getiriyor.
Bu dev projenin arkasında ise stratejik aklı ve kriz yönetim başarısıyla adından söz ettiren bir isim var: Selim Terzi.
Festival Sadece Sanat Değil, Bir Stratejidir
Kültür Yolu Festivalleri yalnızca konserlerden ibaret bir takvim değildir. Bu projeyle amaçlanan; şehirlerin tarihi ve kültürel birikimini görünür kılmak, halkı sanatla buluşturmak ve her bölgenin özgün kimliğini ön plana çıkararak yerel ekonomiyi, iç turizmi ve şehir imajını aynı anda güçlendirmektir.
Bursa’da festivalin yayıldığı alanlar arasında; Tophane, Hanlar Bölgesi, Osmangazi Meydanı, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi, Ulucami çevresi ve pek çok tarihî alan bulunuyor. Bu noktalar yalnızca sahne değil, Bursa’nın kültürel belleğinin bir parçası olarak yeniden anlam kazanıyor.
Selim Terzi: Bir Kültür Diplomasisi Mimarı
Selim Terzi, sadece festival yöneticisi değil; kültür yönetimi, iletişim stratejisi ve şehir ekonomisine katkı modeli geliştiren bir proje lideridir. Kültür Yolu Festivalleri’nin başarısı, gösterişten uzak ama etkisi büyük bir vizyonun sonucudur. Her şehir için özel senaryo yazılıyor. Örneğin:
• Diyarbakır’da kadim medeniyetler ve taş mimari ön plandayken,
• Ankara’da cumhuriyet ve çağdaş sanat,
• Bursa’da ise Osmanlı mirası, geleneksel sanatlar ve tasavvuf kültürü öne çıkarılıyor.
Selim Terzi, festivali bir “etkinlik serisi” olarak değil, şehirle özdeşleşen bir kültürel kalkınma aracı olarak ele alıyor.
Profesyonel Ekipler, Uluslararası Standart
Festivalin hazırlık süreci, profesyonel prodüksiyon ekipleriyle yürütülüyor. Sahne kurulumları, ses-ışık düzenlemeleri, lojistik altyapı ve sanatçı koordinasyonu, özel olarak seçilmiş teknik ekiplerle planlanıyor. Etkinlikler yalnızca popüler sanatçılardan ibaret değil; halk oyunları, geleneksel el sanatları, çocuk atölyeleri, gastronomi stantları, edebiyat buluşmaları ve sokak tiyatroları da programda önemli yer tutuyor.
Ayrıca, festival süresince uluslararası sanatçılar, yabancı basın temsilcileri ve kültür ataşelikleri de davet ediliyor. Türkiye’nin bu kültür vizyonu artık bölgesel değil, küresel düzeyde yankı uyandırıyor.
Rakamlarla Başarı: Bursa’ya Büyük Ekonomik Katkı
Geçtiğimiz yılın Kültür Yolu verileriyle kıyaslandığında, her festival şehre ortalama 500 bin ila 1 milyon arası ziyaretçi çekiyor. Bu da otellerin doluluk oranını %90’lara taşıyor, esnafın cirosunu 3-4 katına çıkarıyor, şehir içi ulaşım ve yeme-içme sektörüne ciddi katkılar sağlıyor.
Sadece Bursa’da bu yıl:
• 9 günde 1000’den fazla sanatçı sahne alacak,
• 70’in üzerinde farklı noktada etkinlik düzenlenecek,
• Yüzbinlerce kişi festivali yerinde takip edecek.
Türkiye, Kültür Turizminde Örnek Model Oluyor
Kültür Yolu Festivalleri, Türkiye’nin yalnızca deniz-kum-güneş turizmiyle değil, kültür diplomasisiyle de öne çıkabileceğini gösteren en somut örnektir. UNESCO’nun dikkatini çeken bu model, pek çok ülke tarafından da takip ediliyor. Fransa, İspanya, Macaristan gibi ülkelerde Türkiye’nin bu kapsamlı şehir festivalleri incelemeye alınmış durumda.